TURGUTREİS’TE MİNYATÜR HAT SANATI
Turgutreis’te ‘Minyatür ve Hat Sanatımız’ konulu konferans düzenlendi. Konferansta konuşmacılar tarafından iki sanat arasındaki benzerlik ve farklılıklar, teknikleri, kullanılan malzemeler, günümüzde hangi noktada oldukları, görsel sunumları ve geçmişte yaşanan renkli anılarıyla anlatıldı. Turgutreis Belediyesi Şevket Sabancı Kültür ve Sanat Merkezi Geleneksel Türk Sanatları serisinin ikincisi olan “Minyatur ve Hat Sanatımız” konulu konferans, Şevket Sabancı Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Özcan ve Öğr. Gör. Taner Alakuş’un sunumuyla gerçekleşen konferans oldukça renkli görüntülere sahne oldu. Konferansa, Turgutreis Belediyesi Meclis Üyesi Tarık Eray Çakır ve 200’e yakın izleyici katıldı.
İki sanat arasında benzerlik ve farklılıkların ön plana çıktığı konferansta Ali Rıza Özcan, katılan sanatsevelere Hat Sanatıyla ilgili bilgiler verdi. Özcan “Hat sanatında kullanılan malzemeler ince yazılar için kamış kalem, biraz iri hatlar için bambu ya da kargı kalemi, daha da celî yazılar içinse, tahtadan yapılma ağaç kalemler kullanılır. Kalemtraş, kamış kalemlerin usulüne uygun açılmasında kullanılan saplı bir bıçak çeşididir. Makta, kamış kalem ucunun, üzerinde kesildiği ve çatlatıldığı bir alet olup, kemik, boynuz, fildişi, bağa ve benzeri maddelerde kullanılır. Kağıt, Mürekkep, Lika (ham ipek), hokka ve yazı takımıdır. Aharlama, kâğıdın boyanmasından sonra üzerine yazılacak yazıların bir yanlışlık ihtimaline karşı kolayca silinip düzeltilmesini sağlayan, mürekkeple kâğıt zemin arasında koruyucu bir tabaka oluşturma ameliyesidir. Mühreleme, aharlanan kâğıtların parlatılmasına yönelik bir nevi ütüleme işlemidir. Hat sanatında kullanılan yazı çeşitleri; Muhakkak Reyhânî, Sülüs, Nesih, Tevkî, Rikaa (icaze), Ta’lik, Divanî, Rik’a ve Kûfî’dir. Yazıların anası denilen kufi hat, birçok yazı türüne kaynak olmuştur. Hat Sanatı geçmişten günümüze kitaplarda, kıtalarda, murakka, levha, hilye, cami yazıları, kitabe, tuğralar ve objelerin üzerlerinde kullanılmıştır.” dedi. Konferansta, Taner Alakuş ise Minyatürün, süsleyiciliği yanında, kuvvetli bir anlatım gücüne ve kendine has bir yapıya sahip olduğunu belirtti. Alakuş “Minyatür sanatında kullanılan malzemeler, gönye, pergel, cetvel, rapido kalemler, dövülmüş altın, arap zamkı, jelatin, miksiyon, perdah iğneleri, mühre, guaj boya, palet, taş suluboya, fırçalar ve olmazsa olmazı zeytinyağlı sabundur. Sabun, fırçaları temizlemekte ve yumuşatmakta en büyük yardımcıdır. Eskiden kullanılan guaj boyalar artık belirli yerlerde kullanılarak yerini taş sulu boyalara bırakmıştır. Minyatur Sanatında izlenen yol ise; öncelikle resmedilecek konu belirlenir. Kağıda stilize çalışmaları yapılır. Belirlenen konu mimari öğeler ve objelerle süslenerek kompozisyon çalışmaları yapılır. Kompozisyon çalışmasından sonra noktalama ve taramalar yapılarak kontörleri çekilir ve boyama işlemiyle bitirilir. Günümüzde minyatür sanatı yeni denemeler ve arayışlar içine girmiştir. Diğer sanat dallarıyla birleşerek mozaik, kumaş üzerine boyama, çini ve tezhip gibi gelişimini sağlamıştır. Yapılan eserlerde mesafe farkı gözetmeksizin bütün detaylar en ince ayrıntısına kadar işlenir.” dedi. Zengin bir katılımın olduğu, dinleyicilerin sorularının da cevaplandığı konferansta, Turgutreis Belediyesi Meclis Üyesi Tarık Eray Çakır’ın Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Özcan ve Öğr. Gör. Taner Alakuş’ a teşekkür plaketi vermesiyle son buldu.