TURGUREİS’TE YAKIN GEÇMİŞ
Turgutreis Belediyesi Şevket Sabancı Kültür ve Sanat Merkezi farklı konulardaki konferanslar serisi Sosyal Antropoloji dalında Sosyal Antropolog Gülsüm OYBAK’ın sunuşunu yaptığı “Bodrum Yarımadasının Yakın Geçmiş Geleneksel Kültürü: Geleneksel Geçim Kaynakları ve Yaşam Mekanları” konulu konferans 08 Mart 2012 tarihinde yapıldı.
Antropolog Gülsüm OYBAK Bodrum ve çevresinde yaptığı çalışmalarda, geleneksel geçim kaynakları, sürekli yaşanılan mekanları, kullanılan diğer mekanları, su kaynaklarını, ev tiplerini, ev düzenlerini, fiziksel ve kültürel yapılarını, teknolojisini, yaşam modelini, sosyal ve siyasi dokusunu, ekonomisini ele alarak değişen ve günümüze kalan ya da günümüzdekiyle benzeşen sosyo-kültürel unsurları fark edilebilirlik noktasına yansıtmak istemektedir. Bu çalışmalarına bölgenin yaşayan tanıkları kanalıyla geleneksel kültürün belli bir çerçeve içerisinde belgelenmesini de eklemiştir.
Bodrum ve yakın çevresinin tarım ürünleri, hayvancılığı ve ev tiplerinden bahseden OYBAK konuşmasında “Turgutreis bölgesinde tarım ürünleri olarak buğday, arpa, çavdar, tütün, pamuk, zeytin, keçiboynuzu / harup, palamut, incir, narenciye, defne / tehnel, susam, darı, karpuz, domates, biber, fasulye, nohut, börülce, patlıcan, bakla, fink, kambille, kenker, acıot vb, kimini ticaret için, kimini ise insanların sadece kendi ihtiyaçları için yetiştirmektedir. En önemli üç tarım ürünü incir, üzüm ve mandalin’dir. Üzüm; Rumlarla Türklerin birlikte, yakın komşuluk bağlarıyla yaşadıkları, yan yana bir hayatı paylaştıkları mübadele öncesi dönemi anlatır. Üzüm daha çok pekmez ve sirke için yetiştirilmiştir. İncir üretimi yoğun bir şekilde yapılmış döneminin en önemli ihracat ürünü olmuştur. İncir üç gruba ayrılmıştır. –Yemeklik(en iyileri), İstanbul (en iyilerinden sonra ayıklanıp ticaret için ayrılanlar) ve Trieste (hurda incirler. Rakı, şarap, sirke ve hayvan yemi yapılır.) İnciri bandırma (ısıtılan suya bandırma) ve kavurma (fırında) şeklinde depolanmaktadırlar. Bu işlemler yapıldıktan sonra bir sıra incir bir sıra defne yaprağı dizilerek küp, sandık, teneke, kasa, kova vb. tepilerek saklanmaktadır. Mandalina Rodos’tan getirilen fidanlardan üretilen narenciye aşılanarak geliştirilmiş ve sonuç olarak da Bodrum mandalinası adıyla tanınan bir marka ürün ortaya çıkmıştır. 1960’lı yıllara gelindiğinde mandalina üretimi yaygınlık kazanmış; bunun yanı sıra sulama sisteminde yeni teknolojik olanaklardan yararlanılmıştır Marşal (Marshall) yardımından sonra mandalinler çoğaldı. 1960’larda her yerde mandalin bahçeleri oldu.” dedi.
Yörenin diğer geçim kaynağı olan az da olsa üretilmiş olan zeytin ve pamuktan da bahseden OYBAK, bunların deniz yoluyla yapılan ticaretini de anlattı. Ayrıca adalara satılan ürünler karşılığında adalardan değiş tokuş yoluyla şeker, çay, kahve, pirinç ve içkiler satın alınmış. Kayık ticareti denilen bu alışverişlerde tarımsal ürünlerin dışında -hayvan, balmumu, ağaç kovan, odun kömürü, pirina, saman gibi maddeler satılmış- yel değirmeni taşı, küp, araba lastiği, gaz, çimento ve silah, mermi gibi mallar alınmış. Bu alışverişler 1950’li yıllarda başlayan süreçte giderek azalan bir eğilim göstermiş. Hayvancılık bölgenin kıyı yörelerinin geniş bir kesiminde, ortalama bir tarihlendirmeyle 1970’li yıllarda başlayan ve izleyen yıllarda ivme kazanarak süren arazi satışları ile tarla, bahçe, otlak veya benzeri alanlar büyük ölçüde kullanımdan çıkmıştır. Tarım ve hayvancılık turizmin yükselişine ters orantılı bir gerileme sürecine girmiş; bu iki alan 1980’li yıllarda artık önemini kaybetmiştir. Bugün ise genelde önemsiz sayıdaki hayvan sahipliğiyle söz konusu olan hayvancılık bugün de mevcut ise de bu geleneksel uğraş temel geçim kaynağı olarak değil, büyük ölçüde yaşlıların himayesinde ve aile bütçesini destekleyici bir alışkanlık olarak sürdürülmektedir.
Konuşmasını Bodrum ve çevresindeki evlerin yapılarını, ev tiplerini, mimaride nelere dikkat ettiklerini fotoğraflarla anlattı. Ayrıca yöre halkıyla yaptığı konuşmalardan da örnekler verdi.
Konferansa misafir olarak katılan Belediye Başkanımız Sayın Mehmet DİNÇBERK de çocukluğundan hatırladıklarını, anne ve babasıyla yaşadıkları anılarını, incirin, mandalinin ve Turgutreis toprağının hikayesini anlatarak konferansa renk kattı.
Turgutreis Belediyesi Halkla İlişkiler Müdiresi Fulya ARIKAN’ın teşekkür plaketini vermesi ile Bodrum ve yakın çevresi hakkında birçok bilgiye sahip olduğumuz bir konferans daha noktalandı.