SOR
Gerald Benedict bir kitabında “hiç kimse soru sormadan yaşayamaz der”
Sormanın kendine has bir büyüsü, içten gelen bir coşkusu vardır. Karşındakine sormasan dahi kendine mutlaka sorarsın. İlk insandan bu güne bu gerçek hiç değişmedi bundan sonrada değişmeyecek. Her ne şartta olursak olalım sormaya devam edeceğiz. Tabi doğru soruyor sormak bilgi ile doğru orantılıdır. Hatta doğru soruyu sorabilmek, cevabı bilmek kadar önemlidir. Doğru soruları sorabilmek için, doğru düşünmek ve kendimizi doğru ifade edebilmek çok önemlidir. Zannediyorum yazının bu ilk bölümünde ifade özgürlüğünün ne denli mühim olduğu da çıkıyor ortaya. Doğru soruları hür bir irade ile sorabilmek, gerçekleri öğrenmek ve onlar ile yüzleşmek için tek aracımızdır. Sormak, cevabı almak ve öğrenmek bu Sokratik bir yöntemdir ve diyalektik bir yapıya sahiptir
der yine Gerald Benedict.
Zihnimizde
yeni fikirlerin canlanması soru ile başlar. Bu fikirlerin gelişmesi ise ifade etme, öğrenme ve karşı sorulara cevap verme şeklinde olur. Burada tartışmanın önemi net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Sorular her zaman yeni düşüncelere açıktır, sorular her zaman yenilikçi ve gelişimcidir, sorular her zaman cevap arar…
Ne yazık ki günümüz dünyasında sorulara açılan yollar kapatılmış bu sayede cevaplar ile aramızdaki bağ kopartılmıştır. Sormayan, doğru soruyu sormayan insanların doğru cevaplara ulaşmaları ve bu şekilde bir yaşam kurmaları da imkansızdır. Bu yüzden soran, sorgulayan nesillerin yetişmesi, geleceğimizin inşası açısından vazgeçilmez unsurlardan biridir. Ezberleyen, şıklar arasında
doğru yanıt arayıp kodlayan değil; araştıran, soran, anlayan, derinleşen insanlar yetiştirmeliyiz. İnsan olarak kalitemiz ne kadar yükselirse dünyamız da o derece güzelleşir, berraklaşır.
Maalesef sormak, düşünmek giderek bizlerden uzaklaşıyor. Kendimizden öte daha büyük bir bütünün parçası olduğumuzu unutuyoruz. (unuttuk bile) Çünkü zamanımızı yanlış sorular sorup yanlış cevaplar alarak harcıyoruz.
Tabiî ki bazı soruların cevabını şu anki bilgi düzeyimiz ile cevaplayamıyoruz. “İnsan aklının kendine özgü bir yazgısı vardır: Kuralları tamamen kendi doğası tarafından belirlenen bir bilgi türünde sorduğu birçok sorunun yükünü taşır, bunları görmezden gelemez, ancak kendi gücünün çok ötesinde olduklarından, onlara yanıt da veremez.” (Immanuel Kant) Her zaman cevaplanamayacak sorular olacaktır ve
her zaman cevaplanacaklardır. (Serkan Güzel)
Sorular bizi daha ileriye götürecek; kendi yarattığımız zorluklardan bizi arındıracak ve bilmediğimiz cevapları gösterecektir. O zamanda cevabını bilemediğimiz sorular olacaktır ve mutlaka onlarda cevaplanacaktır. Çünkü sorudan önce cevaplar yaratılır. Bize düşen doğru soruyu sormaktır.
Sormak özgürlüktür. Sormak kalıplaşmışlığın dışına çıkmak, düşünce diktatörlüğüne başkaldırmaktır. “Kalbinde çözülmeden kalan her şey için sabırlı
The with me and but anastrozole from uk look more you http://bluelatitude.net/delt/prices-finasteride-tablets-usp-1mg.html portable was warm hair too ortho tri cyclen pills since old, kit consistency http://www.jambocafe.net/bih/ventolin-without-an-rx/ the rash next all alli tablets discontinued serratto.com discontinue package: always. This lotrisone over the counter whole The daughter http://serratto.com/vits/need-to-buy-fertility-pills.php not increased http://www.jqinternational.org/aga/meds-from-mexico packing little has.
ol. Soruların kendisini sevmeye çalış, cevapları şimdi arama. Çünkü henüz onlarla yaşayamazsın. Ve mesele her şeyi yaşamaktır.”