ROBOSKİLİ ANNELER BODRUM’A GELDİ
Roboskili Kadınlar, Emine Ürek, Hanım Encü, Semire Encü, Nazife Encü dün akşam ( 27 Eylül Cuma) Bodrum Kadın Dayanışma’nın misafiri olarak Bodrum’a geldiler. Bu sabah Bodrum Belediye Meydanı’nda Bodrum Parklar Bizim Platformu’nun düzenlediği sessiz oturma eylemine katıldılar ve Gezi’de öldürülenler için adalet istediler. Roboskili kadınlarla Bodrum Kadın Dayanışma Derneği ile birlikte 28 Eylül Cumartesi günü Gümüşlük akademisinde kadın yüzleşmesine katıldı.
2011 yılının 28 Aralık günü Şırnak’ın Uludere ilçesinin Irak sınırını bombalayan savaş uçakları, çoğu çocuk 34 insanı öldürdü. Üç gün sonra, daha çocukların toprağa serili bedenleri soğumamışken Türkiye’nin Batısı, 34 evladının yasını tutmak yerine yılbaşı eğlencelerini seçmişti.
Devlet, özür dilemek, taziyede bulunmak yerine ölülere bedel biçmeyi, ailelerin telefonlarını dinlemeyi, ölümlerden altı ay sonra adalet isteyen ailelerin üstlerine tomaları göndermeyi seçmişti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu, ilk raporunda, olayın faillerini araştıracağına ‘kasıt yok’ demeyi seçmişti.
Sivil yargı, suçluları yargılamak yerine, olay günü olay yerine giden aile fertlerine üçer bin lira ceza kesmeyi, cenazede taşınan pankartlarla ilgili soruşturma açmayı, tam bir buçuk yıl sonra da görevsizlik kararı verip dosyayı askeri yargıya havale etmeyi seçmişti.
Hükümet aileleri ziyaret etmek, özür dilemek, suçluları yargı önüne çıkarmak yerine, ‘Kimse kaçakçılığı mazur gösteremeye kalkmasın’, ‘TSK görevini samimi bir şekilde yapmıştır’ demeyi seçmiş; Başbakan olaydan tam 580 gün sonra bir hava alanı açılışı için gittiği Şırnak’ta görüştüğü altı aileye olayın aydınlatılacağı sözünü vermişti.
Her şey gözlerimizin önünde olup bittiği halde bugün hala ‘emri kim verdi?’, ‘kim uyguladı?‘, ‘suçluları kim koruyor?’, ‘neden koruyor?’, ‘neden öldürüldüler?’ sorularının yanıtlarını bilmiyoruz.
İki buçuk yıl sonra Roboskili anneler, olayın üstündeki karanlık perde kalksın; bir daha aynı acılar yaşanmasın; gözlerimizi kapamayalım, acıyı paylaşalım, devleti özür dilemeye zorlayalım, en önemlisi kim olurlarsa olsunlar suçluların yargı önüne çıkması için biz de üstümüze düşeni yapalım diye harekete geçiyorlar. Onlar, Türkiye’nin vicdanına seslenmek, bu vicdanı hareke geçirmek için ellerini taşın altına koydular. Biz de Bodrum Kadın Dayanışma Derneği olarak, var gücümüzle sesimizi Roboskili annelerin sesine katmaya kararlı olduğumuzu; hükümetten özür dilemesini istediğimizi; suçluların yargı önüne çıkartılmasının ısrarlı takipçisi olduğumuzu ilan ediyoruz.
Her zaman hepimizin yapabileceği bir şey vardır. Eğer ekosistemcilerin dediği doğruysa, eğer denizlerin ötesinde bir kelebek kanat çırptığında, denizlerin bu tarafında rüzgar bütün gücüyle esebiliyorsa, bizim bir dokunuşumuz, bir sözümüz, yapacağımız bir haber, yazacağımız bir yazı, radyodaki sesimiz, ekrana yansıttığımız karelerimiz, Türkiye’nin vicdanına, devlete, hükümete, yargıya ulaşacaktır. Bu çağrı yurttaştan yurttaşa yapılmış bir çağrıdır. Bu çağrı, Türkiye’nin vicdanlı, sağduyulu, bu topraklarda birlikte barış içinde yaşamak isteyen insanlarına yapılmış bir çağrıdır. Bu çağrı hepimizedir.
BODRUM KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ