KRALSIZLIK
Kapitalist düzenin en kötü yanı, kapitalizm sonrası düzeni kuracak insanları yetiştiriyor olmasıdır. Kendimizi kapitalizm sonrası düzeni kuracak olan kapitalistlerden korumalıyız. Çünkü bir adım sonrası; kendine tanrı rolü biçen büyük patronların derin savaşı olacaktır. Kendileri için daha çok bizler için daha azını isteyenlerin bir süre sonra bizden alacak
pek bir şey kalmadığında birbirlerine yönelecekleri kesin. Bu savaşı da kendi elleri ile değil elbette bizlerin elleriyle yapacaklar. Nasıl mı?! Tabiî ki ideolojiler ile, inançlar ile, sınıf çatışması ile değil açlık ve tokluk ile. Şu an olduğu gibi oy ve güncel çıkarlar için değil.
Biraz daha çok kazanmak için değil. Yeni pazarlar oluşturmak gerçek gücü bizim güçsüzlüğümüzde bularak değil. Bizi çağdaş köle yapıp onların tüket dediklerini tüketerek tükenmek değil… Onların yaşaması için ölerek… Onların yaşaması için öldürerek. Şu an ki ırklar arası bir savaş gibi değil. Irksız, sınıfsız bir savaş. İnsanın insanla savaşı, iyi ve kötü arasında değil, kötü ile daha kötü arasında. Daha kötüleşerek büyüyen bir tanrı olma çabası. Çakma tanrıların büyümesi, biz çakma insanların da ölmesi demektir. Çoğunluğun azınlığı ezmesi gibi bir psikolojik şiddetten bahsetmiyorum. Azınlığın çoğunluğu yok etmesinden söz ediyorum. Sadece gerekli sayıdaki kölelerin yaşamasına izin verilecek geri kalanlar ölmeli. Daha temiz bir su, daha temiz bir hava, bol enerji kaynakları için ölmeliyiz. Şu an enerji kaynaklarına hakim olmak isteyen güçlülerin bir süre sonra enerji kaynaklarını çoğaltamıyorsak onu kullananları azaltmalıyız sonucuna varmaları
uzun sürmeyecektir. Ve sonrası senin seninle savaşın olacak. Köleler Savaşı. Çakma insanların birbirlerini öldürmelerini dev ekranlarından üç boyutlu izleyecekler. Büyük duvarlarının ardında gülümseyecekler. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin onları kullanan her zaman insan olacak…
Kapitalizmin ilerlettiği medeniyetten ve teknolojiden hayır gelmez. Çünkü hiçbir
sistem kendisini öldürecek bir şeyin doğmasına izin vermez. Her sistem kendisini daha çok güçlendiren gelişmelere izin verir. Ekolojik dengeyi umursayan ve eylem yapan bir avuç insanı milyarlarca insanın izlemesinin sebebi işte budur. Çünkü Ekolojik denge umurumuzda bile değil. Ölen hayvanlar umurumuzda değil. Çünkü kapitalizm içimize öyle işlemiş ki; demokrasi umurumuzda bile değil, insan hakları gülerim sadece, kadın erkek eşitliği mi; yok daha neler, insan birbirine eşit değilken kadın erkek eşitliği de nereden çıktı. Şiddete hayır derler doğru şiddete hayır ancak bunun için şiddeti doğuran nedenlere hayır demek gerekir sonrası sade laf…
Kapitalizm oyun içinde oyundur. Sınırlar, Kimlik, Yaşam alanları, açık hava hapishaneleridir. Kuşların sınırı olmaz ancak kuş beyinlilerin sınırı olur. Sadece insan olmayı başaramadıktan sonra ne olduğunun pek önemi yok. İyi, kötü, ahlak, kural bunlar oyunun içindeki başka oyun. Bu kuralları kuralsızların koymasından söz etmiyorum bile. Bir düşünün Kurallar sizi mi suçlulardan koruyor, suçluları mı sizden?! Büyük, güçlü ve önemli krallıklar için her zaman küçük, güçsüz ve önemsiz insanlara ihtiyaç vardır. Zengin, güçlü ve önemli insanlar için Kralsızlık şart.