KONFERANSIN KONUSU BODRUM TARİHİ
Turgutreis Belediyesi Şevket Sabancı Kültür ve Sanat Merkezi Etkinlikleri çerçevesinde oluşturulan birbirinden farklı konu başlıklarından oluşan Konferanslar Serisi ile Bodrumlular tarihinin kültürünün izini sürmeye devam ediyor.
Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümünden Prof.Dr. İbrahim GÜNER “Coğrafi Açıdan Bodrum İlçesi Yer Adları” konferansıyla; yer adlarının hem ait oldukları yerlerin farklı özelliklerini anlatılabilmesi, hem de yerlerin kolayca tanınıp ifade edilebilmesinin bir ülkenin en büyük kültürel değerinin olduğunu ve bunu titizlikle korumamızın önemini bir kez daha vurguladı.
Bodrum Yarımadasının konumunun, ikliminin, bitki örtüsünün, ekonomisinin vb. coğrafi özelliklerini, antik çağdan günümüze Bodrum ve Beldelerinin adlarının doğuşunu ve gelişimini anlatan Prof. Dr. GÜNER, dinleyicileri birbirinden güzel fotoğraflar ve mitolojik hikayeler eşliğinde tarih yolculuğuna çıkardı.
Prof.Dr GÜNER çalışmalarının 45 mahalle, 19 köy, 10 belde ve Bodrum ilçe merkezi ile 1/25.000 ölçekli haritaların Bodrum İlçesi’ni içine alan paftalarından kaydettiği mevki, dağ, burun, koy ve ada adlarından oluşan yaklaşık 450 yer adını kapsadığını dile getirdi.
Prof. Dr. GÜNER’in verdiği bilgiye göre; günümüzde Gündoğan Beldesi’ndeki Peynir Çiçeği Mağarası’nda bulunan izler, Bodrum Yarımadası’nın yerleşme tarihini 7000 yıl kadar geriye götürmektedir. Yarımadadaki buluntular, yörenin yüzyıllar boyunca Ege adalarından kaynaklanan çeşitli istilalara uğradığını, farklı uygarlıkların da birbirini izlediğini işaret etmektedir.
Günümüzde Aydın ve Muğla illerinin büyük bölümü ile Denizli İli’nin batı ucunu kapsayan bölgeye Antikçağ’da Karia deniliyordu. Bodrum Yarımadası ise bu bölgenin batısında yer almaktadır. Bölge adını Anadolu’nun yerli halkı Kar’lardan alır.
Bodrum adının nereden geldiği kesin olarak bilinmemekle birlikte, Bodrum, isminin günümüze kadar korunan tek yer olma özelliğine sahiptir.
Bodrum şehrinin bu adını, Ortaçağ’da şövalyeler tarikatı üyelerince kurulmuş kalenin (St. Peter yani Ermiş Petros Kalesi) adıyla bağlantılı olarak Peter/Petros Yeri anlamındaki Latince Petronium sözünden aldığı söylenmektedir. Daha sonra ülkeyi fetheden Osmanlılar bu Petronium terimini Petrum olarak telaffuz etmişlerdir. Müneccimbaşı 1522’de Bodrum Kalesi’nin zaptı olayını yazarken, Bodrum’a Petrum demiş, yani Peterum diye göstermiştir. 1521 tarihli Denizcilik Kitabı’nda Piri Reis, Petrum şehrini Bodurum olarak adlandırmıştır. Bundan sonra şehrin ismi Bodrum olmuştur. GÜNER’e göre ise Bodrum isminin kökenine ilişkin varsayımlar arasında, hipodrum kelimesinin zamanla ses değişimine uğrayarak Bodrum haline dönüştüğü şeklindeki görüş daha ağır basmaktadır.
Turgutreis (Akçaalan ve Karabağ, Karatoprak): Karabağ ve Akçaalan köyleri 1952’de birleştirilerek Karatoprak adıyla bucak yönetim birimi haline getirilmiştir. 1967’de Karatoprak Belediyesi kurulmuş ve 1972 yılında yapılan yerleşim yerleri ad değişikleri ile beldenin adı, Karabağ’da doğmuş olan büyük Türk denizcisi Turgut Reis’ten esinlenmeyle Turgutreis olmuştur.
Bugün Turgutreis’in mahalleleri olan Aşağı Akçaalan ve Yukarı Akçaalan, Ezedin Dağı’nın kuzey eteklerinde bulunan küçük bir düzlüğün kenarında kurulmuştur. Akça sözcüğü (Ağ/Ak) kökünden türemiştir. Ağmak, akmak, beyazlamak, ışımak, yükselmek, yukarı çıkmak veya aşağı inmek, yaratmak gibi anlamlar taşır. Köyün kurulduğu yerin topografik yapısı dikkate alındığında, Akçaalan sözcüğünün anlamı; küçük düzlük yer olarak yorumlanabilir. Karabağ sözcüğü ise bağı, bahçesi bol olan yer anlamına gelmektedir.
Turgutreis Belediye Başkanı Mehmet DİNÇBERK, Başkan Vekili Funda AKÇALI, Meclis Üyesi Avni CANER, Birim Amirleri ve Yarımada halkının yoğun katılımıyla gerçekleşen konferansta dinleyiciler sorduğu sorularla Bodrum Yarımadası yer adlarının tarihsel gelişimi hakkında zengin bilgi hazinesine sahip oldular.
Turgutreis Belediye Başkanı Mehmet DİNÇBERK ve Başkan Vekili Funda AKÇALI’nın Prof.Dr. İbrahim GÜNER ‘e teşekkür plaketini vermesiyle konferans son buldu.
BODRUM YARIMADASI YER ADLARIYLA BAZI BİLGİLER:
Alikarnassa (Halikarnassos): Bodrum Yarımadası’nın en önemli şehri olan Halikarnasos’un M Ö 11’inci yüzyılda Karialılar tarafından kurulduğu ve 10’uncu yüzyılda Dorların eline geçtiği bilinmektedir. İlk yerleşme bugünkü kalenin yükseldiği yerde olmuştur. Burası eskiden bir ada idi. Adanın adının Zefirion olduğu bilinmektedir. Bu ad meltem rüzgârı tanrısı Zefiros’tan gelmektedir. MÖ 440 tarihli bir yazıt, kentin Salmakis ve Zefirion adlı iki bölümden oluştuğunu ve koyun iki ucunda yer alan bu birimlerden ilkinde Karialıların, ikincisindeyse Yunanistan’dan gelen halkın yaşadığını anlatmaktadır. Zamanla bu iki unsur kaynaşmış ve Halikarnassos adıyla tek bir kent oluşmuştur.
Pedasa (Pedasos): Bitez’in yanı başındaki denize dökülen dereden kuzeye doğru gidildiğinde ulaşılan tepede kentin kalıntıları ile karşılaşılmaktadır. Gerek Bitez Deresi olarak bilinen bu derenin adı, gerek derenin denize döküldüğü yerdeki Bitez Yalısı’nın adı, Pedasa adını yaşatmaktadır. Bitez Deresi’nin Pedasa kenti yöresinden geçmesi bizi, kent adının kökeni ve anlamı konusunda uyarır: Pada-(a)ssa, Dereli-kent. Umar, bu sözcüğün Su-lu, Suyu bol anlamına geldiğine işaret etmiştir.
Termera: Turgutreis’teki Mandıra Mevkii’nin bir kilometre kadar batısındaki Asarlık Tepe üzerinde bulunmaktadır.
Sidba/Side: Bodrum Türkbükü Koyu’nun 4 km kadar güneyinde yer alan Karadağ doruğunun (528 m) batısındaki tepenin üstünde dikkati çeken bazı kalıntıların bu kente ait oldukları sanılmaktadır. Güçlü olasılıkla, Side sözcüğü, Güzel-orman demekti. Çünkü bu antik kentin bulunduğu yer günümüzde de yoğun orman örtüsüyle kaplıdır.
Arhialla: Bugünkü Akyarlar Köyü’nün Antikçağ’daki adıdır. Işıldayan, beyaz anlamlarına gelir. Dolayısıyla Arhialla adı Akça anlamına gelir ki bu ad Akyar Burnu’ndaki yarı işaret eder.
Passanda: Yalıkavak’taki Küdür Yarımadası’nın Paşa Limanı gerisindeki kalıntıların Passanda kentine ait olabileceği kanaatindedir. Luvi dilinde Pa, Su (buradan, keza; akarsu, dere, ırmak, göl, deniz); assa, Yerleşimi (köyü, kasabası, kenti) demektir; wanda takısı ise ilgi, ait olma, mensup olma belirtir. Passanda adı İskele Köyü/Kenti anlamında yor Myndos (Gümüşlük): EskiMyndos, Bodrum Yarımadası’nın batı ucunda, bugünkü Kadıkalesi Köyü’nün yanındaki Bozdağ’ın üzerinde kurulmuştur. Aslı Munda’dır. Bu sözcük ise Ana Tanrıça Tapınıcısı anlamında Manda’nın çeşitlemesidir; onun gibi aslında Ma-wanda öğelerinden türetilmiştir.
Konacık (Çırkan): Bugünkü Konacık Beldesi’nin 1050 yılında Horasan’dan gelen üç çoban tarafından Gölbaşı’nda kurulduğu daha sonra ise yerleşimin Çırkan Köyü’ne taşındığı bilinir. Çırkan, engebeli bir alanda kurulmuştur. Cumhuriyetten sonra köyün ismi, aslına uygun biçimde Konacık olarak değiştirilmiştir.
Gündoğan (Farilya): Bodrum Yarımadası’nın kuzey kesiminde yer alan Gündoğan isimli sahil beldesinin eski adı Farilya’dır. Farilya sözcüğü Yunancada “Sahil/Plaj” anlamına gelen Paralia sözcüğünün bozulmuş şeklidir. 1961 yılında Farilya adı, köyün doğu kesimindeki Doğan Tepe’den esinlenmeyle Gündoğan olarak değiştirilmiştir.
Ortakent (Müskebi): Müskebi’nin bilinen tarihi MÖ 1400-1300 yıllarına dayanır. Müskebi’nin ismi o tarihlerde Episkopi (Yunanca Episkopê: Piskoposluk Makamı) idi. Müskebi’nin ismi 1961’de Ortakent olarak değiştirilmiştir. Bu ismin verilmesi köyün Bodrum-Turgutreis karayolunun tam ortasında bulunmasından kaynaklanmıştır.
Yalıkavak (Sandıma):Karakuzu Dağı’nın kuzeybatı yamaçlarında kurulmuş olan Sandıma Köyü’nün yaklaşık 800 yıllık bir geçmişi vardır. Gemiyle seyahat eden bir zengin yamaçtaki beyaz evleri ve yeşillikleri görünce çok beğenir. Gemiyi demirletip evlere yakından bakmak için dik yokuşu tırmanırken yorularak “uzaktan gördüm de, cennet sandım ha” der. Böylece adı Sandıma kalır.
Bitez adı, İlkçağ kenti Pedasa yönünden gelen ve bu köyden geçen Bitez Deresi’yle bağlantılıdır, yani o yüzden beldenin adı olmuştur. Bitez Deresi’nin adı ise Pedasa’dan (geç dönemde Rum ağzında Pidasa) bozmadır. Bitez’in kelime anlamı Yunancada bağlık, bahçelik anlamına gelmektedir. Gerçekten de Bitez, bugün de bağları ve bahçeleriyle ünlüdür. Bundan dolayı Cumhuriyet Dönemi’nde yerleşmenin adı Ağaçlı olarak değiştirilmiş, ancak 1999’da belediye örgütü kurulunca tekrar Bitez adını almıştır.
İslamhaneleri Köyü’nün adı orta yaşlı ve yaşlı yöre sakinleri tarafından halen Uşacıklı olarak telaffuz edilmektedir. Tarama Sözlüğü’nde “uşacık” (uşacuh, uşacuk) sözcüğünün anlamı; uşakcık, küçük çocuk, ufacık olarak verilmektedir. “Uşak” sözü de her halde uv- kökünün en ileri türevi olmalıdır: uv-> uv-uş > uvuş+a-k. Yani ovularak en küçük hale getirilmiş olan. Buradan da, Usacıklı isminin Değirmen anlamına geldiğini güvenle saptayabiliriz. Nitekim bugün köyün güney kesimindeki bir sırtta üç adet yel değirmeni kalıntısı bulunmaktadır.
Cumhuriyet Dönemi’nde Bodrum İlçesi’ndeki 12 köyün ismi değiştirilmiştir. Bu sayı, ilçenin 33 olan toplam köy sayısının % 36’sını oluşturmaktadır. Köy adı değiştirme işlemleri hem Türkçe köy adlarında hem de Türkçe olmayanlarda yapılmıştır. Köylerin yeni isimleri henüz, halk tarafından tümüyle benimsenmemiştir. Özellikle orta yaştakiler ile yaşlılar hâlâ eski isimleri kullanmayı tercih etmektedirler. Bu arada, ilçede 1990’lardan itibaren birkaç köyün birleştirilmesiyle kurulan yeni belediyelerin adlandırılmalarında, eski köy adlarının karmasıyla oluşturulan yapay adlar tercih edilmiştir. İnceleme alanındaki yer adlandırmalarında, insan ve onun faaliyetlerini mekânla ilişkilendirerek inceleyen Beşeri ve Ekonomik Coğrafya faktörlerinin de oldukça etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim sahadaki yer adlarının dörtte bir kadarı Beşeri ve Ekonomik Coğrafya özelliklerden kaynaklanmıştır. Bu grup yer adları içerisinde insanlara ve topluluklara dayanan adlar, tarihsel kalıntılara dayanan adlar ve ekonomik faaliyetlerle ilgili adlar ön plana çıkmaktadır. Bodrum yöresinde tarihsel kalıntılardan kaynaklanan yer adı sayısının bir hayli fazla olmasının nedeni, yörenin prehistorik dönemden beri önemli bir yerleşim alanı olması ve binlerce yıllık yerleşim tarihi boyunca, kültürlerin gerilerinde pek çok maddi kalıntı bırakmış olmasıdır. Bu arada, araştırma sahasındaki tarihsel yapı kalıntılarıyla ilgili bazı yer adlarının yel değirmeni kalıntılarıyla ilgili olduğu görülmektedir. Bu tür tepe adları, sahada 1970’li yıllara kadar hüküm süren kapalı ekonomi döneminin izlerini yansıtan örnekler olmaları bakımından önem taşımaktadır.