DHA BODRUM MUHABİRİ NİLÜFER DEMİR SEDAT SİMAVİ GAZETECİLİK ÖDÜLÜ’NÜ ALDI
Dünyayı sarsan “Aylan Kurdi Bebek” fotoğraflarıyla Sedat Simavi ‘Gazetecilik’ ödülünü kazanan DHA Bodrum Muhabiri Nilüfer Demir, ödülünü, TGC’nin önceki başkanı, Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve yazarı Orhan Erinç’in elinden aldı.
Aylan Kurdi Bebek” haber fotoğrafları ile “Gazetecilik” dalında ödüle değer görüldü. Demir, ödülünü, TGC’nin önceki başkanı, Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve yazarı Orhan Erinç’in elinden aldı.
Nilüfer Demir, duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Bu fotoğraf bu kadar ses getirebildiyse, arkamdaki kurumumun desteği sayesinde olmuştur. Bu ekip işiydi. Oraya gidip çekmenin dışında yayına kadar olan süreçte büyük bir ekipti. Doğan grubu, DHA’ya bu desteğinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Sizlere de ödül için çok teşekkür ediyorum.”
The Marmara Taksim Oteli’nde gerçekleştirilen törene, TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Başkanı Selami Turgut Genç, DHA Genel Müdürü Uğur Cebeci, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Başkanı Sekreteri Engin Köklüçınar, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı ve yazarı Doğan Hızlan, Basın İlan Kurumuİstanbul Şube Müdürü Mehmet Köşker, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, gazeteciler Halit Kıvanç, Ergin Konuksever, Emre Kongar, Namık Koçak, Sedat Simavi ailesinden Belma Simavi, TGC üyeleri ve Seçici Kurul üyelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
“SEDAT SİMAVİ’NİN BİZE BIRAKTIĞI BİR MİRAS VAR”
Sunuculuğunu Gökmen Karadağ’ın yaptığı tören, Atatürk ve silah arkadaşları, merhum Sedat Simavi, yaşamını yitiren, haber sırasında ölen ve öldürülen tüm gazeteciler anısına 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı. Törenin açılış konuşmasını TGC Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Olcayto, şunları söyledi:
“Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti için çok önemli bir isim. Çok özel bir isim. Çünkü hem kurucu başkanımız hem de iyi bir gazeteci, dergici, sanat adamı; bütün bunların dışında demokrasi aşığı. Hem saraya karşı hem saraya karşı olduğu kadar da Türk toplumunda çocuklara, kadınlara önem veren, kalemi işlek bir yazar. Her yıl Sedat Simavi’yi anarken bu özelliklerini bir arada tutuyoruz. Saraya kafa tutmak kolay değil, Kurtuluş Savaşı’nda kalemiyle yeni kurulacak Cumhuriyet’e destek oldu. O’nu özlemle, saygıyla anıyoruz. Bize bıraktığı bir miras var. Gazetecilere bıraktığı miras. ‘Kalemine daima efendi, kal, uşak olma. Mecbur olursan kalemini kır ama sakın satma.’ Bu gerçekten bizim Cemiyet’in kuruluşundan beri düsturumuz oldu. Yüreği gazetecilik sevgisiyle dolu, umuyorum genç gazeteci arkadaşlarımız da bu rehber doğrultusunda çalışmalarını sürdürecekler.”
“TÜRKİYE’DE MAALESEF BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YERLERDE SÜRÜNÜYOR”
Turgay Olcayto, şöyle devam etti:
“Türkiye, hem iç politikada hem dışarıda çok zorlu günler yaşıyor. Bu politikaların getirdiği daha çok halkın omuzlarında. Dar gelirli insanların omuzlarında. Burada gazeteciler için halkın doğru haber alma, bilgilenme hakkını gazeteciler sağlar. Ama uzunca bir süredir, daha yakına gelirsek 2010’dan beri gazetecilik yapmak her gün biraz daha zorlaşıyor. Türkiye’de maalesef basın özgürlüğü yerlerde sürünüyor. Düşünceyi ifade özgürlüğü yok. Yazan çizene büyük bir hışımla yaklaşıyor, ceza yasasından kaynaklanan maddeler, hem de iktidarın bakışı. Bugün çok sayıda işsiz gazeteci arkadaşımız var. 1-2 ay kendisine baktığımızda, Hürriyet’e bir saldırıyı görüyoruz. Başında bir parlamenterin olması çok düşündürücü. Hürriyet, hem de polis korumasında olan bir gazete. Bunun ikincisi de gerçekleştirildi. Ahmet Hakan darp edildi. Düşüncesini ifade ettiği için. Haber yazdığı için. Bununla da yetinmedi. Güneydoğu’da 2 gazeteciyi ters kelepçeyle gözaltına alınma kalkışıldı, bir gazetecinin ensesine silah dayandı. Bu kadar gazetecileri düşman görmek demokrasiyle bağdaşmıyor. Basının olmadığı yerlerde demokrasinin yeşermediğini biliyoruz. Her defasında bu sözcükleri tekrar tekrar ifade etmekten üzüntü duyuyorum.”
“BİZİ KORKUTARAK, TEHDİT EDEREK SUSTURAMAYACAKLAR”
Konuşmasında gazetecilere yönelik tutuklamalara da değinen Olcayto, “Son zamanlardaBirgün Gazetesi, yaptıkları haber dün karara bağlandı, Birgün Gazetesi‘ndeki 3 arkadaşımız 11 aya mahkum oldu. Gazeteci arkadaşlarımızın birinci işyerlerinden çok, devam ettikleri adliyeler ve cezaevleri ilk durakları oldu. Geçenlerde Erdem Gül ve Can Dündar, hapse konuldu. Sulh Ceza Mahkemeleri gibi yeni yapılanmalar var. Bu yeni yapılanmanın direkt iktidara bağlı olduğunu söylemek mümkün. Adil bir karar çıktığını görmedik. Umarız Türkiye bunları da atlatacak. Biz umudumuzu hiç yitirmiyoruz. Bizi korkutarak, tehdit ederek susturamayacaklar. Gazeteciler her zaman var olacaklar. Ama onların her zaman var olacaklarını söylemek mümkün değil” dedi.